Metaverse Dünyasında Nasıl Markalaşılacak ve Markalar Nasıl Korunacak?
Metaverse, web sitesi veya sosyal medyadan öte, kullanıcının direkt etkileşimde bulunduğu yeni bir sanal alem. Bu sanal alem gittikçe bir şekle girmeye başladı ve herkesin dikkatini çemiş durumda. Metaverse’nin yaygınlaşmasında Facebook’un ismini “meta” olarak değiştirmesi büyük bir eki yarattı. Metaverse elbette Facebook un tekelinde değil. Facebook “ben de bu işin içindeyim, hatta göbeğindeyim” diyor.
Firmalar, metaverse de yer almak ve orada kendilerini için çeşitli girişimlerde bulunuyor. Ancak bir sorun var; Metaverse de nasıl markalaşılacak ve markalar nasıl korunacak. Şu anda metaverse de marka koruması konusunda ne bir kanun ne de benzer bir yönetmelik var. Ancak firmalar, elindeki imkanlarla bunu , elbette ki beklendiği gibi , kanun yapıcılardan önde ve hızlı davranarak uygulamaya çalışıyorlar.
Metaverse de markalaşmanın rolünü düşünen tek şirket Nike değil. Oregon, Beaverton merkezli titan, “Nike”, “Just Do It” ve “Jordan” gibi en ünlü ticari markaları için ABD’de ve diğer ülkelerde bir dizi kullanıma yönelik ticari marka başvurusunda bulunduktan sonra kısa süre önce manşetlerde yer aldı. çeşitli sanal mallarda/hizmetlerde kullanım için kelime işaretleri, ikonik swoosh logosu, Jordan siluet logosu ve adı ile Swoosh’un stilize bir kombinasyonu. Spesifik olarak, uygulamalar önerdi – ve daha sonra Roblox’ta barındırılan Nikeland deneyiminin lansmanı doğrulandı – Nike’ın ünlü markalarını “indirilebilir sanal ürünler” üzerinde kullanmak istediğini; “sanal ürünler içeren perakende mağaza hizmetleri;” ve “sanal ortamlarda kullanım için çevrimiçi, indirilemeyen sanal ayakkabı, giysi, şapka, gözlük, [ve] çanta” sağlayan eğlence hizmetleri.
Nike, hem metaverse girişi (ilk olarak 2019’da Roblox ile ve ondan önce video oyun yapımcıları ile ortaklık kurmuştu) hem de ticari marka başvuruları açısından erken hareket eden biri olsa da, Swoosh, yalnızca ticari marka değildir. büyüyen metaverse’i dolduracak. Spor giyim devlerinden Balenciaga ve Gucci gibi lüks ürün tedarikçilerine kadar uzanan markalar, metaverse’i (yani, sürükleyici sanal gerçekliği, devasa çok oyunculu çevrimiçi oyun platformlarını, devasa çok oyunculu çevrimiçi oyun platformlarını birleştiren bir alan) nasıl kullanabileceklerini kolayca düşünüyor ve bazı durumlarda aktif olarak test ediyor.
Markaları metaverse de korumanın şu an kanuni olarak bir yolu yok. Ancak büyük Nike gibi büyük markalar , marka tescillerinde 35. Sınıfta , malların müşterilere elverişli bir biçimde sergilenme hizmetleri bölümü ve 41. Sınıftaki eğlence hizmetleri bölümünü metaverse’ye uyarlayarak, yani buradaki sanal sergileme, sanal satış, sanal eğlence gibi emtialarla dolduruyor. Buna Amerikan Patent ofisi izin veriyor. Türk patentte ise böyle bir çalışmadan eser yok diye görülüyor maalesef.
Haberin devamı için tıklayınız..