Türkiye 15 Günde Solunum Cihazı Üretmeyi Başardı, Ama Şimdi Çok Daha Zor Bir süreç Var, Patent Engelleri!
Tüm dünyayı etkileyen coronavirüs salgını insanlığa büyük zararlar verirken her geçen gün insanlığa bir ders vermiyor vermiyor değil. Gündemi en çok meşgul eden konuların başında bu virüse karşı aşı geliştirilmesi, tedavi edici ilaçlar ve solunum cihazları. Üç konu da doğrudan bilim ve teknoloji ile ilgili. Virüse karşı aşı ve tedavi edici ilaç konusunda çalışmalar olmasına rağmen henüz net bir gelişme yok. Solunum cihazı ise, bilinen bir teknoloji . Ancak solunum cihazı Türkiye’de üretilmiyor. Mikroçipler kadar olmasa da dünyada çok az ülkede üretiliyor.
Solunum cihazı, orijinal ismi ile Mekanik Ventilatör, en temel olarak solunum zorluğu çeken hastaların akciğerine oksijen oranı yüksek hava gönderiyor. Deyim yerinde ise akciğerin görev yapmadığı durumda devreye sokuluyor ve hastanın oksijensiz kalmamasını sağlayan, dolayısı ile hayat kurtaran önemli bir cihaz. Hastanın ağzına plastik maske gibi konup elle tıpkı bir balonun sıkıştırılması gibi sıkıştırılıp hava basıncını elle üretenleri olduğu gibi elektrik motoru ile hava basıncını üreten keseciğe baskı yapılarak hava üretilmesi ve hastanın ağzından veya daha ileri seviyedeki hastlardan hastaların ciğerlerine kadar bir boru sokularak hava gönderen, elektronik ve yazılım kontrollü sistemlere sahip olan ventilatörler de var.
Coronavirüs salgınında ölen hastaların hemen hemen hepsi ciğerlerinin iflas etmesinden dolayı ölüyor. Çünkü virüs ciğerlere ulaşınca hastanın nedef alıp vermesi zorlaşıyor, nedef alamayan hastalar boğularak ölüyor. İşte ventilatör bu aşamada devreye girince boğulmakta olan ciğerlere oksijen giriyor ve hastların kurtulmak imkanı olabiliyor. Salgında hasta sayısının çok sayıda olduğu İtalya, İspanya, Fransa ve Amerika gibi ülkelerde ağırlaşan hasta sayısının artması ile ventilatör stoklarını tüketmiş durumdalar. Dolayısı ile, eldeki ventilatörleri kurtulma ihtimali yüksek olan hastalarda kullanma gibi bir ironinin yaşanmasına sebep oldu. Amerikan Başkanı Trump General Motors gibi otomotiv firmasına talimat verdi ve ventilatör üretmesini istedi. Benzer şekilde İngiliz hükümeti Rolls Royce firmasına ventilatör yapması için talimat verdiği haberleri gazetelere yansıdı. Milli teknoloji hamlesi iddiasında olan Türkiye’ de bu yarışta geri kalmadı. Zaten ventilatör üretmek için yeni kurulmuş bir girişim olan Biosys firması çalışmaları hızlandırdı. Buna,Türkiye’nin önde gelen teknoloji şirketleri olan Arçelik, Baykar ve Aselsan yardımcı oldular. Rekor denebilecek bir hızda, 15 günde yerli bir ventilatör cihazını üretmeyi başardılar. Dünya basınına bakıldığında NASA’nın 37 günde ventilatör cihazını üretmesi bir başarı olarak gösterilirken Türklerin 15 günde bunu yapması başarının ötesinde, gerçekten takdire şayan bir olaydır. Tebrik etmek gerekir.
Burada sorulması gereken sorulardan bir tanesi nasıl oluyor da uzaya mekik yollayan bir Amerika’da, birkaç tane dünya markası otomotiv firması olan italyada, sanayi devriminin beşiği olan İngiltere ventilatör sıkıntısı oluyor! İşin aslı, hasta ciğerlerine hava gönderecek normal bir ventilatör çok yüksek bir teknoloji içermiyor aslında. Hatta Türk milli eğitiminin meslek liselerinde de ventilatör yapıldığı haberlerine bakılacak olursa ventilatör çok yüksek bir teknoloji içermiyor aslında. Peki neden ventilatör problem oluyor!. Buna serbest piyasa ekonomisi cevap veriyor. Çünkü piyasada ancak ihtiyaç duyulan kadar ventilatör var. Fazlasını üretip bir kenarda bekletmek büyük bir maliyet. Salgın ortaya çıkınca da ani bir ventilatör ihtiyacı ortaya çıkıyor. Öyle ki bir ordunun savaşa girdiğinde cephanesiz kalmaması bile planlanabilen bir şey iken ventilatör üretimi planlanamıyor. Her ne kadar devletçi ekonomi savunanlar ventilatörün çok üretilip stoklanmasını önerebilirler. O zaman herşeyi fazla üretip stoklamak gerekir ki , bu ihtiyaçtan fazla üretmek, piyasaya sürmemek ve sonunda ekonomiyi batırmak demektir. İşin aslı, temel problemin , salgın gibi beklenmeyen olağan üstü bir durumun oluşması. Tıpkı tsunamide ölen binlerce insan gibi veya beklenenin ötesinde gerçekleşen deprem ve onun verdiği zararlar gibi .
Aslında herhangi bir salgında ventilatör probleminin ortaya çıkabileceği önceden biliniyordu. Bu durum, 2020 yılında yayınlanan MIT ve Boston Üniversitelerindeki Abdul Mohsen Al Husseini, Heon Ju Lee, Justin Negrete, Stephen Powelson, Amelia Servi, Alexander Slocum ve Justin Saukkonen isimli öğrencilerinin “Design and Prototyping of a Low-cost Portable Mechanical Ventilator” başlıklı bakalesinde açıkça belirtiliyor. Bu makalede, bu öğrencilerin portatif ve ucuz bir mekanik ventilatörün genel dizaynını ve bu dizaynı niçin yaptıklarını açıklamaktadırlar.

İlk Prototip

İkinci Prototip
MIT ve Boston Universitesi öğrencilerinin 2010 yılında yaptıkları mekanik ventilatör çizim ve prototipleri
MIT ve Boston üniversitesi öğrencilerinin 2010 yılında yayınlanan makalede söz konusu portatif ventilatörü yapma amaçları açıklanmaktadır. Bu makaleye göre Amerikan başkanı Bush döneminde , 2005 yılında bazı çalışmalar ve araştırmalar yapıldığı, bu araştırmalar sonucunda dünya genelinde herhangi bir hastalık salgını yaşanması durumunda, normal ihtiyaçtan çok daha fazla, 742.500 adet ventilatöre ihtiyaç duyulacağı belirtiliyor. O dönemde Amerika’da 100.000 civarında ventilatör var. Ortalama bir ventilatörün maliyeti 8-10.000 $’dan başlıyor ve çok daha kapsamlı, yüksek teknoloji ve özellikler içeren ventilatörler 30.000 $ kadar satış fiyatı çıkmaktadır. Aynı dönemde Amerikan Savunma Bakanlığı, hem çok ucuz, hem de hızlı üretilebilecek bir ventilatör projesini çalışması için Johns Hopkins Unıversity’ ye iş veriyor. Johns Hopkins Üniversitesinin çalışmaları sonucunda 2.000 $ maliyetli bir ventilatör geliştiriliyor. Yeterli değil elbet. Başkaları da bu konuda çalışıyor ve maliyeti 800 $ civarına düşürüyor. MIT ve Boston üniversitesi öğrencilerinin yaptığı çalışmalar sonucunda 2010 yılında 200 $ ‘a kadar maliyeti düşürülmüş prototip ventilatör yapılıyor. Bu vantilatör portatif, elektrikli, mini bilgisayar içeriyor ve otomatik kontrol yapabiliyor. Bu, büyük bir başarıdır. Coronavirüs salgını ortaya çıktığında Harvard Üniversitesi öğrencileri bu rekoru 100 $’a düşürdüler. Yaptıkları ventilatörün maksimum 100$ maliyet olacak şekilde gerçekleştirdiler.
Gelelelim Türkiye^’nin başarısına. Yukarıda bahsedildiği gibi Türkiye’nin 15 günde bir hastanenin kullanabileceği ventilatör geliştirmesi ve yapması gerçekten büyük bir başarıdır. Ancak bundan sonra bu başarının piyasada da sürdürülmesi gereklidir. Nedir bu piyasadaki başarı, bu ventilatörü mümkün olan tüm ülkelere en uygun maliyetlerle üretip satmak. Ancak bu kolay değil. Dünyada ventilatör yapan çok sayıda rakip firma var ve bundan da tehlikelisi bunların ürünlerinin çoğu patentli !

Dünyadaki Büyük Ventilatör Üreticileri ve Sahip Oldukları Ventilatör Patentleri
Ventilatör yapmak çok yüksek bir teknoloji gerektirmiyor! Ama aynı zamanda yüksek teknoloji gerektiriyor!. Eğer iş görecek bir cihaz istiyorsanız burada yüksek teknolojiye gerek yok. Ancak, bir hastahanede çalıştırılacak, donanımlı bir ventilatör istiyorsanız bu konuda biraz kafa yormanız gerekiyor. Bu konuda kafa yoran firmalar, gerek ventilatör dizaynında, gerek elektronik donanımında ve yazılımında bir çok geliştirme yapmışlar ve haklı olarak yüzlerce patent almışlar. Ventilatörlerle ilgili şu anda başvurulmuş 5.000 ‘e yakın patent var. Bunların bir çoğu tescilli, bir kısmı yaşıyor, bir kısmının süresi geçtiğinden taklit edilip üretilebilir. Bu, şu anlama geliyor. Ventilatör üretmeyi kafasına koymuş biri karşısında en az 1.000 tane patent bulacaktır. Salgın döneminde acil ihtiyaçtan dolayı ventilatör üretebilirsin. Ama iş ventilatör üretip para kazanmaya gelince karşında çok sayıda rakip patentleri ile Sizi bekliyor olacaktır. İş daha da zorlaşıyor demektir. ….
Hasan DEMİRKIRAN
Avrupa Patent Vekili
Kordinat Yönetici Ortağı